İstanbul Adliyesi ve benzeri Uygulama Yapılan Adliyelerde Avukatlara Yönelik Haksız Uygulamaları Kınıyoruz. |
31 Mart 2015 Pazartesi günü İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde yaşanan korkunç olaydan duyduğumuz büyük üzüntüyü kamuoyuyla paylaşmıştık.
Bu olayın hemen ardından, konunun avukatlarla hiç bir ilgisinin olmamasına rağmen, avukatları hedef alır şekilde geliştirilmesini şiddetle kınıyoruz. Son derece manidar bu algı operasyonun amacının, vatandaşlarımızı avukat güvencesinden mahrum bırakmak olduğunu görüyoruz.
Adliyelerdeki güvenlik açığının sebebi olarak avukatlar gösterilemez; avukatlara potansiyel suçlu muamelesi yapılamaz.
Adliyeler, avukatların da iş yerleridir. Dolayısıyla güvenliğin sağlanmasını bizler de talep ediyoruz.
Avukat, hâkim ve savcılarla birlikte yargının kurucu unsurudur. Bu itibarla adliyelere girişte hâkim ve savcılara hangi tedbirler uygulanıyorsa, avukatlar bunların dışında hiçbir işleme tabi tutulamaz. Avukatlara, meslek itibarını zedeleyici, meslek sırrına zarar veren, baskı ve yıldırma amaçlı hiçbir muamele yapılamaz.
Adliyelerin güvenlik zaafı, akıl ve hukuk dışı dayatmalarla değil, baro başkanları, başsavcılar ve adalet komisyonu başkanlarının bir araya gelmesiyle oluşacak ortak akılla çözülebilir. Türkiye Barolar Birliği de bu konuda HSYK ve Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunacaktır.
İstanbul Barosunda Avukatlara yönelik şiddete varan saldırıları, özellikle İstanbul Baro Başkanı Prof Dr. Ümit Kocasakal’ a yapılan saldırıyı ve Avukat meslektaşlarımıza reva görülen uygulamayı kınıyor; herkesi aklı selim içinde hareket etmeye ,aksi takdirde savunmadan gelen gücümüzü kullanacağımızı
Meslektaşlarımıza ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.