“5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü kutladık. Ne yazık ki bu bir kutlama değil sadece bu günde yapılan çevre tahribatlarını hatırlamaktır. Çevre yaşam hakkının bir parçası olup Anayasanın 56. Maddesi ile teminat altına alınmıştır. Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Bu ifade yalnız çevre değil, yaşam hakkının da önemini vurgulamıştır. Çevrenin korunması devlet bakımından temel bir amaçtır. Ama bu günkü uygulama devletin bu konuda sınıfta kaldığını hatta devlet eliyle talan ve yağma ile çevrenin bozulduğu görülmektedir. Taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler başta Anayasa olmak üzere diğer yasalar maalesef uygulanmadığı gibi mevcut yasalarla yapılan değişikliklerle çevre talanına geçit verilmek istenmektedir. Bu duruma en son örnek olarak Danıştay’ın son kararını gösterebiliriz. Danıştay Hukuki Menfaat ve Ehliyetkavramlarının alanını daraltmak yönünde kararlar vermektedir. Buna göre baroların meslek kuruluşları olduğu çevre sorunlarının baroları ilgilendirmediğinden bahisle Baroların açtığı davaları red edebilmektedir. 2777 sayısı idari yargılama usulü kanununun 11. Maddesi ile de idarenin hatalı işlemlerinin iptali için vatandaşın idareye yapacağı başvuru yolu ve yürütmenin durdurulması gibi önemli hak arama yollarının önü kapatılmıştır. Böyle bir hukuka aykırılık telafisi güç imkânsız fiili durumlara yol açacak ve çevrenin tahribatını hızlandıracaktır. Ayrıca hak arama özgürlüğünün önü ciddi şekilde kapanmıştır. Tüm bu yasal engellemelere karşı uluslararası sözleşmeler başta Anayasa olmak üzere ulusal düzeyde koruma altında olan çevrenin ve herkesin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının yanındayız. Buna aykırı olan açgözlü kapitalizmin para kazanma hırsının şekillendirdiği her türlü eylem ve işlevin diğer BAROLAR Çevre Koruma Dernekleri, Sivil toplum Örgütleri ile birlikte Hatay Barosu olarak karşısındayız.”
Hatay Barosu Çevre Komisyonu Başkanı
Av. Nalan Akkülah