BASINA VE KAMUOYUNA
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde 20 avukat hakkında bir yargılama yürütülmektedir.
Dosya kapsamında tutuklu avukatlar, tutuklandıkları tarihten yaklaşık bir yıl sonra Mahkeme’nin 14.09.2018 tarihli oturumunda tahliye edilmişler, ancak Cumhuriyet Savcısı’nın itirazı üzerine tahliye kararından yaklaşık sekiz saat sonra tahliyeye yönelik kararındaki gerekçelerin tümüyle karşıtı gerekçelerle aynı mahkeme 12 avukat hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı vermiş ve avukatlar tekrar tutuklanmıştır.
Bu yargılama sürecinde yargılamanın içeriğinden de öte tamamı avukat olan sanıklara ve sanık müdafilerine yönelik, yargı etiği ile bağdaşmayana tutum ve davranışlar ve usulsüzlükler üzerine seslerini duyurabilmek için son çare olarak açlık grevine başlamışlardır.
Yargısal faaliyetten öte yargı tüm olarak kurum ve kurallarıyla evrensel standartlara uygun olarak kurgulandığında ve yürütüldüğünde bir anlam taşır. Dünyada eşi benzeri olmayan en güzel yasalar yapılsa bile, bu yasaları evrensel standartlara uygun şekilde ete kemiğe büründürecek yargılama makamları bulunmuyorsa, o yargılama faaliyeti eksiktir, adalet dağıtmaktan yoksundur.
Dünya Ekonomik Forumu Yargı Bağımsızlığı Raporu’nda Türkiye, yargı bağımsızlığı kategorisinde 140 ülke arasında 111. sırada; henüz geçtiğimiz hafta açıklanan Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde ise Türkiye’nin yeri 126 ülke içinde 109. sıradadır.
Bu tablo, yargı dünyası için utanç verici bir tablodur ve bu tablonun gerçekleşmesinde payı olanlar yüzünden meslektaşlarımız Selçuk Kozağaçlı, Behiç Aşçı, Aycan Çiçek, Engin Gökoğlu ve Aytaç Ünsal, tam 44. gündür açlık grevindedir. Çünkü hiçbir hukuk kuralına uymayan bir yargı sistemi; henüz verilmeyen bir hükmün infazına çoktan başlamış, meslektaşlarımız da son çare olarak seslerini duyurabilmek için açlık grevine başlamışlardır.
Meslektaşlarımızın yargılandıkları İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 10-14 Eylül 2018 tarihlerinde görülen celselerinden sonra heyet oybirliği ile tutuklu avukatların tahliyesine karar vermiştir. Aynı heyet ne olduysa 8 saat sonra, kararından rücu etmiş ve savcılık itirazını kabul ederek meslektaşlarımız hakkında hukukumuzda yeri dahi olmayan “tutuklamaya dönük yakalama emri” çıkarmış, ardından meslektaşlarımız tutuklanmıştır. Tahliye kararını veren heyet 48 saat geçmeden dağıtılmış, 37. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeni bir heyet oluşturulmuştur. Bu olay açıkça doğal yargıç ilkesinin çiğnenmesinin bir örneğidir.
Yeni heyet, ikinci duruşmada da taraflı davranmış, ceza usul hukukunda yeri olmayan ve hukuk kurallarını yerle bir eden bir yargılama süreci sergilemiştir. Bu heyet, sanıkları ve avukatlarını duruşma salonundan çıkarmış, sanıkların ve avukatlarının yokluğunda tanıkları dinlemiş, açık kamu tanıklarını bile gizli tanık statüsünde değerlendirmiştir. Dosyadaki dijital deliller mahkemede tartışılmamış ve sanıklara da bu delillere dosya üzerinden erişim izni verilmemiştir. Anılan heyet 01.02.2019 ve 01.03.2019 tarihli tutukluluk incelemelerinde açıkça ihsas-ı rey yapmıştır.
Bu güne kadarki hukuk dışı uygulamaları ve kararları ile yargı bağımsızlığına kara bir leke düşürmüş bu heyetten adil bir yargılama yapması beklenmemektedir. Tutuklu meslektaşlarımız da bunu beklemediklerinden seslerinin duyulması için açlık grevi yapmaktadırlar.
Yani açlık grevlerinin bugün itibariyle 44. gününde olan meslektaşlarımızın istekleri yargılanmamak değil, sadece ve sadece adil yargılanmaktır.
Tutuklu meslektaşlarımızın, yaşam hakkı ihlaline ve sağlıklarının bozulmasına yol açacağı gerekçesiyle, açlık grevlerini onaylamamakla birlikte, meslektaşlarımızı bu eyleme yönelten talepleri dinlemek gerekliliği bulunmaktadır.
Bu sebeple daha ağır sonuçların önlenebilmesi bakımından, tutuklu meslektaşlarımız Selçuk Kozağaçlı, Behiç Aşçı, Aycan Çiçek, Engin Gökoğlu ve Aytaç Ünsal’ı açlık grevine yönelten talepler dinlenmeli, Uluslararası alanda giderek kaybolan Türkiye yargısına güveni sağlamak için acilen yargıda yeni bir yapılanmaya gidilmeli ve Hakimler ve Savcılar Kurulu, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tamamı avukat olan sanıklara ve sanık müdafilerine yönelik, yargı etiği ile bağdaşmayana tutum ve davranışlar ve usulsüzlükleri karşısında üzerine düşeni yapmalıdır.
Her kim olursa olsun insanın yaşam hakkı başta olmak üzere, Anayasa ile güvence altına alınmış tüm insan hak ve özgürlüklerinin kullanılması ve korunması esas tutulmalıdır.
Saygılarımızla…08.03.2019
|
Av. Ekrem Dönmez Hatay Barosu Başkanı
|
|
|
YÖNETİM KURULU |
|
Av. Sevinç Çakıcı Başkan yardımcısı |
Av. Asena Aslan Şener Genel Sekreter
|
Av. Mehmet Ezer Sayman |
Av. Şükran Güzel Yönetim Kurulu Üyesi |
Av. Oktay Çaparoğlu Yönetim Kurulu Üyesi
|
Av. Adnan Eryılmaz Yönetim Kurulu Üyesi |
Av. Yusuf Albayrak Yönetim Kurulu Üyesi |
Av. Hüseyin Derin Yönetim Kurulu Üyesi
|
Av. Mustafa Sıraç |
Av. Mehmet Bilgili Yönetim Kurulu Üyesi
|
|
|
DİSİPLİN KURULU |
||
Av. Zerrin Altınöz Disiplin Kurulu Başkanı |
Av.Bedia Karadaban Disiplin Kurulu Üyesi
|
Av. Hamdullah Sönmez Disiplin Kurulu Üyesi |
Av. Cuma Yurtal Disiplin Kurulu Üyesi |
|
Av. Ferit Sağ Disiplin Kurulu Üyesi
|
DENETLEME KURULU |
||
Av. Fatma Erşen Denetleme Kurulu Üyesi |
Av. Aslıhan Tütar İnce Denetleme Kurulu Üyesi
|
Av. Hikmet Biçil Denetleme Kurulu Üyesi |
TBB DELEGELERİ |
||
Av. Mehmet Vehbi Debooğlu TBB Delegesi
|
Av. Mehmet Karaçay TBB Delegesi |
Av. Deniz Atasever TBB Delegesi |
Av. Hikmet Sağlar TBB Delegesi |
Av. Murat Güler TBB Delegesi |