BASIN BİLDİRİSİ
Tarih: 22.01.2015 | Okunma Sayısı: 2621

 Ali İsmail Korkmaz Davasında Verilen Karar Adalet Duygusunu Kör Etmiştir

21 Ocak 2015 tarihinde kamuoyunda Ali İsmail Korkmaz olarak bilinen davanın Kayseri 3. Ağır ceza Mahkemesinde yapılan karar duruşmasına katıldık. Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi, demokratik kitle örgütleri temsilcileri, Hatay, Adana, Gaziantep, Ankara, Diyarbakır, Eskişehir ve İstanbul Baro Başkanları, baromuza kayıtlı avukatlar ve çeşitli illerden gelen çok sayıda avukat, milletvekilleri ve konuya duyarlılık gösteren yurttaşlarda duruşmaya katılmak için oradaydı.  

 

Hatay Barosu Avukatları davanın yapılan 7 duruşmasının tamamına katıldı. Hatay Barosu olarak davanın 6. duruşmasında katılma talebinde bulunduk.

Davaya Hatay Barosu olarak katılma talebinde bulunurken Ali İsmail Korkmaz’ı öldüren ve yargılanan sanıkların kamu görevi gördüklerini; sanıkların, Anayasa ve Avrupa insan Hakları Sözleşmesi ve ekli protokollerle güvence altına alınmış insan temel hak ve hürriyetlerinden biri olan ve devletin koruma ve güvence altında tuttuğu en önemli hak alanlarından biri olan yaşam hakkını ihlal ederek, Ali İsmail Korkmaz’ı öldürdüklerini; Avukatlık Kanununun 76. maddesi gereğince hukukun üstünlüğünü, insan haklarının savunmak ve korumak yönünde Avukatlık Yasasında Barolara verilen görev gereği adaletin oluşmasını beklediğimizi Mahkemeye bildirdik.

 Dünkü karar duruşmasında tüm dünyanın adalet beklediği Ali İsmail Korkmaz  davasında mahkemenin verdiği karar tüm beklentileri alt-üst etmiş ve adalet tecelli etmemiştir. Mahkeme, Ali İsmail Korkmaz'a yönelik eylemi kasten yaralama olarak nitelendirip, kasten yaralamanın sonucunda ölüm meydana gelmesi nedeniyle ağırlaşmış haliyle ceza vermiştir.

Başından sonuna kadar izlediğimiz davanın sonucu böyle olmamalıydı. Adalet duygusu, çok ağır yara almıştır. Verilen karar, kamuoyu vicdanını asla tatmin etmemiştir. İğneyle kuyu kazar gibi avukatların yoğun çabası, baroların ve kamuoyunun da desteği ile toplanan kanıtlara ve olayın gerçekleşme şekline aykırı, vicdanları yaralayan, toplumda zaten kalmayan adalete güveni daha da sarsan bir karar verilmiştir.

      Başlangıçtan itibaren inkar edilen, ''Arkadaşları yapıyor, sonra da polisin üzerine atıyorlar'' denilen, kanıtların karartılması için her şeyin yapıldığı; güvenlik kuvvetleri ve onların işbirlikçisi olan esnaf olan vatandaşın birlikte gerçekleştirdiği ancak meslektaşlarımızın titiz ve özverili çalışmaları sonucunda yargılama aşamasına getirtilen, nedense sözde güvenlik de sağlanamayacağı gerekçesiyle Eskişehir'den Kayseri'ye nakledilen davanın her duruşmasında Kayseri'de olağanüstü güvenlik önlemeleri alındı. Ali İsmail Korkmaz'ın ailesine, avukatlara ve duyarlılık gösteren yurttaşlara her türlü zorluk çıkartıldı.

 Mahkeme başkanı kararı açıklamadan önce ''Verilecek olan kararı bu şekilde değerlendirdiklerini, insanların farklı düşünebileceklerini, eleştirmek isteyenlerin salon dışında, demokratik bir şekilde eleştiri haklarını kullanabileceklerini '' dile getirmiş ve Mahkemenin kararını açıklanmasından sonra heyetin önünde bulunan polis memurları tarafından şemsiyeler açılarak heyet koşarak salondan çıkmıştır. Şemsiye açılması da adalet tarihinde bir ilk olan yönüyle kayıtlara geçmiştir.

       Bütün zorluklara rağmen geçmişten günümüze devam ederek gelen bir zihniyetin eseri tekrar tecelli etmiştir. Geçmişte faili kolluk olan davaların tamamında beraat veya beraate yakın ödül gibi cezalarla karşılaştık. Bu davada farklı bir beklenti içindeydik ve eskisi gibi olmaz diyorduk. Aileyle birlikte gittiğimiz her duruşmada adalete olan inanç ve beklenti had safhadaydı. Eşlerini, evlatlarını yitiren ailelerin yaşadıkları her türlü acıya rağmen, aile adalete olan inançlarını yitirmeksizin hiç olmazsa yargı aracılığıyla mağduriyetlerinin giderilmesini bekledi ancak ne yazık ki yargı adalet duygusunu inciten bir ceza verdi ve geçmişte her ne olduysa kolluğun faili olduğu bir dava daha bu gibi davalarda yargının gösterdiği “cezasızlık olgusu” refleksi ile adalete olan inancı kör edecek şekilde kötü sonuçlandı.

    Duruşma sonrasında ise Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi, avukatları, baro başkanları, demokratik kitle örgütleri temsilcileri ve yurttaşlarla birlikte basın açıklaması yapıldığı sırada; kararın talihsizliği, vicdanları tatmin etmemesi gibi nedenlerle bazı yurttaşlar tarafından adliyeye doğru yönelen, asla şiddete dönüşmeyen ve kamu düzenini bozmaya yönelik olmayan tepkiye Polis Vazife ve Yetki Yasasının 16. maddesinde polisin, direnmenin mahiyetine ve derecesine göre zor kullanma yetkisi bellidir. Bir kaç kişi adliyeye yönelmiş, ancak bizler de dahil tüm katılımcılara polis tarafından biber gazı atılmıştır. AİHM kararlarına göre de kimyasal silah sayılan ve insanların sağlığı üzerinde önemli etki yapan bu gazın uygulanması nedeniyle, bir arbede yaşanmış, basın açıklaması yapanlar ve katılanlar sağa sola savrulmuşlardır. Avukatlar olarak adliyeye girmek istediğimiz sırada adliyeye giriş yapacağımız kapı da kapatılıp, açılmadı. Gaz nedeniyle çok sayıda yurttaş ve avukat sağlık sorunları yaşadı. Gaz kullanımını gerektirecek düzeyde bir durum yokken, güvenlik kuvvetleri bir  kez daha Gezi Olaylarında kendilerine yön verenlerden aldıkları destekle, yurttaşa bu durumu reva gördüler. Verilen karardan doğan mağduriyetin üzerine, bir de güvenlik kuvvetlerinin terörü eklendi.

 Kamuoyunda çoktan mahkum edilen sanıklar kadar, yürütmenin emrinde adalet görüntüsünden de rahatsızız. Yargı, yargıya olan güvenin en aşağıya kadar düştüğü bir zamanda verilen bu kararla yargı daha çok itibar kaybetti. Kamuoyu vicdanında yargılanan ve mahkum olan sanıklara mahkemenin verdiği ceza sanıklara ödül gibi gelmiştir. Esnafa asker-polis görevi verilen ülkemde yargı bu görevi talimat kabul etti. Adalet ve vicdan kaybetti. Zaferi gazlı, coplu, tekmeli adalet kazandı. Biz bu kararı kabul etmiyoruz.

 Vatandaşa karşı zafer kazanıldığı algısı yaratan, üstünlerin zihniyeti ile mücadelemiz hukuk zemininde devam edecektir. Hukukun üstünlüğü için barolar olarak mücadelemize devam ederken yurttaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Bu mücadelede yurttaşlarımızın da yanımızda olacağına inancımız tamdır.

Kamuoyuna saygıyla sunarız.

                  HATAY BAROSU BAŞKANI

                                    AVUKAT

                           EKREM DÖNMEZ

 

ETKİNLİK TAKVİMİ

21.11.2024
AV. HATAY TUT
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.