TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİNE AÇIK ÇAĞRIMIZDIR
8 Kasım 2019 tarihinde toplanan Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu; Birlik Başkanı ve on birlik yönetim kurulu üyesi dahil on bir üyesinden dokuzunun katıldığı toplantıda, katılanlardan üç üyenin karşı oyuyla ve altı üyenin oy çokluğuyla; “Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Bursa, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Mersin, Şanlıurfa, Tunceli, Van Barolarının onu seçimli, ikisi seçimsiz olağanüstü genel kurul taleplerini” hukuka aykırı bularak reddetmiştir.
Türkiye Barolar Birliği kamuoyu ile paylaştığı red gerekçesinde; Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunun olağanüstü toplantıya davet edilmesinin şekli şartı gerçekleşse bile, seçim taleplerinin hukuka aykırı olduğu, bu yol hukuka aykırı olarak bir kez açılırsa sadece Türkiye Barolar Birliğinin değil, her Baromuzun bu tür hukuka aykırı taleplerle sürekli seçimli olağanüstü genel kurullara sürüklenme sonucunda görev yapamaz hale getirileceği, olağanüstü genel kurul talebinde bulunan baroların gerekçeleri incelendiğinde, gerekçelerin TBB Genel Kurulu’nun yetki alanına giren somut bir hususu görüşmek amacı taşımadığı, Barolarımızın büyük bir çoğunluğunun olağanüstü genel kurul yapılmasının şartlarının oluşmadığını ve böyle bir toplantının Barolar arasında telafisi mümkün olmayacak ayrışmalara yol açacağını basın açıklamaları yoluyla kamuoyu ile paylaştıkları, Barolarımızın ve Türkiye Barolar Birliği’nin on yıllardır çözüm bekledikleri sorunlar teker teker çözülmeye başlanmışken ve bunun tek yolu yapıcı diyaloğu ilkeli biçimde ve tek vücut olarak devam ettirmek iken, ilgili baroların kararlarında yer alan soyut gerekçelerle toplanacak bir olağanüstü genel kurulun bu kazanımların korunmasına ve geliştirilmesine zarar vereceği, olağanüstü genel kurul talep eden Baro Yönetim Kurullarının Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın söylemlerine ilişkin gerekçelerinin, Anayasa’daki düşünceyi açıklama özgürlüğünden yararlanan TBB Başkanının bu özgürlüğünü yok sayar nitelikte olduğu, olağanüstü genel kurul talep eden Baro yönetimlerinin, Türkiye Barolar Birliğine kendi siyasi ideolojilerini dayatma ya da kabul ettirme yetkisini kendilerinde görebilmekte oldukları, Türkiye’nin ve meslektaşlarımızın bu kadar güncel ve ağır sorunları çözüm beklerken gündemimizin, meslektaş kamuoyunun büyük çoğunluğunu da esasen ilgilendirmeyen olağanüstü genel kurulun toplanıp toplanmayacağı olması gerektiğini ifade etmektedir.
Hatay Barosu Yönetim Kurulu olarak, Yargıtay Başkanlığının daveti üzerine Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilecek 2019-2020 adli yıl açılışına ilişkin düşüncelerimizi “Yargıtay Başkanlığına Açık Mektup” olarak ifade ettiğimiz ve 54 Baronun da davete ilişkin olumsuz düşüncelerini kamuoyu ile paylaştığı bir süreç ve zamanda, Yargıtay Başkanlığı’nın adli yıl açılış törenine Türkiye Barolar Birliği Başkanını davet etmesi ve Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunun törene katılım sağlanmasına karar vermesi üzerine, bir kısım Baronun Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunun toplanmasına yönelik çağrıları ile birlikte o dönemde oluşan gündemle ilgili olarak yaptığımız değerlendirme ve vardığımız sonuç, Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunun olağanüstü toplantıya çağrılmasına ve bu kararımızın kamuoyu ile paylaşılmasına gerek görülmediği şeklinde idi.
Ancak 12 Baromuzun, 2019 Kasım ayı başında yeniden ve ortak olarak Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunun toplanması talebi ve bu talebe karşılık Türkiye Barolar Birliğinin red kararı üzerine; aşağıdaki hususların kamuoyu ile paylaşılmasına ihtiyaç duyulmuştur:
1.) 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 115. maddesi yorum gerektirmeyecek ölçüde açıktır. En az on baronun yönetim kurulu yazı ile isterse Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunun, genel kurulu olağanüstü toplantıya çağıracağı emredilmiştir. Olağanüstü toplantılarda seçimle ilgili tartışmalar saklı kalmak üzere, 12 Baronun belirledikleri gündemle genel kurulun olağanüstü toplanması ile ilgili taleplerini, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunun yorum yaparak red etme imkanı, hakkı ve takdir yetkisi bulunmamaktadır. Kanunda, genel kurulun olağanüstü toplanması için herhangi bir içerik şartı getirilmediği ve şekil şartı oluştuğu halde, olağanüstü genel kurulun çağrılması yönündeki talep hususunda, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 115. maddesinin ikinci fıkrasına açıkça aykırı davranmıştır.
2.) Türkiye Barolar Birliği kamuoyu ile paylaştığı red gerekçesinde; seçim taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, bu yol hukuka aykırı olarak bir kez açılacak olur ise sadece Türkiye Barolar Birliğinin değil, her Baromuzun bu tür hukuka aykırı taleplerle sürekli seçimli olağanüstü genel kurullara sürüklenme sonucunda görev yapamaz hale getirilmiş olacağını ifade etse de; 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 83. maddesinde yer alan Baroların olağanüstü genel kurullarına yönelik benzer bir düzenleme gereği, Baro başkanı, levhada yazılı avukatların beşte birinin, görüşme konularını belirten yazılı istemi ile en geç onbeş gün içinde genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırmak zorundadır. Türkiye Barolar Birliğinin red gerekçesine ilişkin kamuoyu duyurusunda ifade edildiği üzere, her baronun farklı tüzel kişiliğe sahip olduğu gerçeği karşısında, seçimli olağanüstü genel kurul çağrılarına ilişkin talep ve kararları, her bir baronun yönetim kuruluna bırakmanın daha faydalı olacağını düşünmekteyiz. Buna karşın, üyeler isterse ve olağanüstü genel kurul toplantılarında seçim yapılacağı açıkça düzenlenmese bile, üyelerin yapacağı olağanüstü genel kurul çağrılarında seçim dahil olmak üzere; hiçbir baronun genel kurulu çağırmaktan geri durmayacaklarını/durmayacağımızı, kanuna rağmen karar alma haklarının bulunmadığını/bulunmadığımızı açıkça ifade ederiz.
3.) Türkiye Barolar Birliği kamuoyu ile paylaştığı red gerekçesinde; olağanüstü genel kurul talebinde bulunan baroların gerekçeleri incelendiğinde, bu gerekçelerin TBB Genel Kurulu’nun yetki alanına giren somut bir hususu görüşmek amacı taşımadığı ifade edilse de, genel kurulun gerek olağan gerekse olağanüstü toplantılarındaki gündeminin ve görevlerinin ne olacağı 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 117. maddesinde açıkça ifade edilmiş olup, genel kurulun görevleri arasında “Birlik Yönetim Kuruluna talimat vermek”, “Adaleti ve mesleği ilgilendiren işler hakkında teklifte bulunmak” açıkça düzenlendiğinden ve Türkiye Barolar Birliğinin en yüksek organı Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu olduğundan, genel kurul çağrılarına yönelik kamuoyu ile açıklanan red gerekçesine katılmamız olası değildir.
4.) Yine Türkiye Barolar Birliği kamuoyu ile paylaştığı red gerekçesinde; Barolarımızın büyük bir çoğunluğunun “olağanüstü genel kurul yapılmasının şartlarının oluşmadığı ve böyle bir toplantının Barolar arasında telafisi mümkün olmayacak ayrışmalara yol açacağının” basın açıklamaları yoluyla kamuoyu ile paylaştıklarının ifade edilmesini önemli ve anlamlı bulduğumuzu ve eğer Türkiye’nin ve mesleğimizin herhangi bir gündemi ile ilgili olarak Baroların çoğunluğunun fikri önemli ise, Yargıtay Başkanlığı’nın Adli Yıl Töreni’ne Türkiye Barolar Birliği Başkanını davet etmesi üzerine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunun törene katılım sağlanmasına karar verdiği süreçte 54 baronun itirazı sırasında da aynı fikri, önemi ve hassasiyeti göstermesini de beklemiştik.
5.) Barolarımızın ve Türkiye Barolar Birliği’nin on yıllardır çözüm beklediği sorunların teker teker çözülmesini Türkiye Barolar Birliği kadar, 80 Baromuz aynı derecede önem göstermekte ve takip etmektedir. 80 Baromuzun tamamı yapıcı diyaloğun ilkeli biçimde ve tek vücut olarak devam ettirilmesine hiç karşı değildir ve Türkiye’nin ve meslektaşlarımızın çözüm bekleyen güncel ve ağır sorunlarının bir an önce çözülmesinden yanadır.
6.) Olağanüstü genel kurulun kazanımların korunmasına ve geliştirilmesine zarar verip vermeyeceğine, olağanüstü genel kurulun toplanıp toplanmayacağının meslektaş kamuoyunun büyük çoğunluğunu esasen ilgilendirip ilgilendirmediğine yönelik değerlendirmeleri de TBB genel kurulunun iradesine bırakmak daha doğrudur. Genel kurul iradesinin yerini alarak karar verme yetkisi Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kuruluna ait değildir. Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu; başkanını, yönetim kurullarını, organları seçerken, gündemindeki konularla ilgili karar verirken gösterdiği dirayet ve feraseti, her zaman gösterme imkân ve gücündedir.
7.) Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın söylemlerinin Anayasa’daki düşünceyi açıklama özgürlüğüne ilişkin olduğuna dair çok doğru ve haklı ifadeye karşın, 12 baronun taleplerinin kendi siyasi ideolojilerini dayatma ya da kabul ettirme niteliğinde olduğu şeklindeki yaklaşım, son günlerde Barolara, mesleğimize ve meslektaşlarımıza giderek artan sayısız hukuk ihlalleri ve mesleğe yönelik itibarsızlaştırma faaliyetleri karşısında üzücü ve hızla terk edilmesi gereken bir söylemdir.
8.) Hatay Barosu Yönetim Kurulu olarak; Türkiye Barolar Birliğinin seçimli ve seçimsiz toplanması noktasında 2019 Eylül ayında yaptığımız değerlendirmeden uzaklaşmamızı gerektirecek yeni bir durum olmadığını ve Türkiye Barolar Birliğinin Genel Kurulunun toplantıya çağrılmasına gerek görmediğimizi ifade etmekle birlikte, eğer yeteri kadar baro istemiş ise genel kurul bir an önce toplantıya çağrılmalıdır. Hiç kimsenin, ister olağan ister olağanüstü olsun, genel kurulun yetki ve gücünden kaçma ve kaçınma hakkı yoktur.
Dileğimiz; 12 Baromuzun olağanüstü genel kurul talebinin, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun katılanlardan altı üyenin oy çokluğuyla ve hukuka aykırı bularak reddettiği kararının, hukuka ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununa aykırı olması sebebiyle yeniden değerlendirmesi ve kararını geri alarak, 12 Baronun talebine uygun olarak Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunu olağanüstü toplantıya çağırması ve genel kurulu toplamasıdır.
Dileğimiz; Barolar ve Türkiye Barolar Birliğinin kamuoyu gündemine yansıyan bu konuyla ilgili olarak Baroların yapısını bozmak, delege sistemini ve kanunla korunmuş olan hukuki statüsünü, şimdiki kazanımları geriye götürmek niyetinde olan ve Baroları ele geçirmek için fırsat kollayan çevrelere bir malzeme vermemesi adına, çözüm olarak Mahkeme kapısını gösteren anlayışın terk edilmesi, sürecin hukuksal boyuta taşınmasının vereceği zararın Türkiye Barolar Birliği ve Barolarımız tarafından gözetilmesi ve bu sürecin kamuoyu yerine Baroların ve Türkiye Barolar Birliğinin iç gündemi olarak bir an önce, olgunlukla tartışılıp karara ve sonuca bağlanmasıdır.
Saygılarımızla…
HATAY BAROSU YÖNETİM KURULU