Basın Açıklaması
Tarih: 7.02.2018 | Okunma Sayısı: 1368

"TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ’NİN İSMİNİ ADALET VE KALKINMA PARTİSİ VERMEMİŞTİR. TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ’NDEN “TÜRKİYE” KELİMESİNİ NE ADALET VE KALKINMA PARTİSİ NE DE BAŞKA BİRİ KALDIRABİLİR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı sıfatıyla katıldığı grup toplantısının ardından kendisine gazetecinin bir sorusu üzerine verdiği yanıtta "Bir defa onun (Türk Tabipler Birliği) başındaki 'Türk' ifadesi zaten Bakanlar Kurulu kararıdır. Bir defa onun oradan hemen, süratle çıkarılması lazım. Sadece Tabipler Birliği değil, Türkiye Barolar Birliği ile ilgili de aynı şey&S230;" demiştir.

Süratle çıkarılacak şey, meslek örgütlerinin ismindeki TÜRK-TÜRKİYE kelimeleridir.

Türkiye kelimesinin süratle kaldırılması istenen kurum olan Türkiye Barolar Birliği, bütün baroların katılmasıyla oluşan bir kuruluştur. Birlik, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. Kuruluşu 1136 sayılı Avukatlık Kanununa dayanmaktadır. İsmi de Türkiye Barolar Birliğidir.

Eğer Ülkemizde konuşacak bir başka dert kalmadıysa ve tek dert ve tüm dertlerin kaynağı Türkiye Barolar Birliği’nin içindeki Türkiye isminin çıkarılması ise elbette buyurun oturup bu derdi hep birlikte konuşalım.

Bir Ülkede eğer iktidar esasında içinde hiçbir tartışma olmayan ve Ülkenin zaman ve enerjisini boşuna çalacağı hemen herkesin ortak fikri olabilecek her konuyu her şekilde düzenlemeye kendini yetkili görür ve Ülkeyi mülkü, Halkı da tebaası olarak görürse; talimat verilince elbette çok kolay Türkiye Barolar Birliği’nin içindeki Türkiye ismi de çıkar, Türkiye Barolar Birliği bir derneğe de dönüştürülebilir.

Ancak içinden geçtiğimiz zaman itibariyle bu gibi sığ tartışmaların yaşanması ve ciddiye alınarak bir grup toplantısı çıkışında bir soruya karşılık talimat verir gibi ortalığı durduk yere germenin bizce tek karşılığı vardır; o da siyasi parti genel başkanı sıfatıyla katıldığı toplanı sonundaki mesajın siyasete uygun verilmiş olduğudur.

Bizler bu mesajı hiç ciddiye almıyoruz. Çünkü bir siyasi partinin genel başkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kimliğini bir kenara bırakarak, bir Cumhurbaşkanı sıfatıyla yetki kullanmasını, herkesi ve her kesimi kapsayacak söz ve davranışlarda bulunmasını bekliyoruz. Bunu bir vatandaş olarak herkes beklemektedir.

İçinden geçtiğimiz zaman içinde, Uluslararası ve Bölgesel sorunlar Ülkemizi ve yurttaşlarımızı bir cendere gibi sıkmaya başlamışken, Ülkemiz Adalet ve Hukuk diye haykırırken; yurttaşlarımız yoksuluz, açız diye haykırıp kendini yakarken; şimdi durduk yerde bu gibi çıkışlar kime ne fayda getirir ve ne amaçlanır. Elbette bunlardan bir sonuç bekleyenlerin bunu söyletmeleri belki çok anlamlı da olabilir.

Oysa zaman ayrışma değil, dayanışma zamanıdır. Kimin ne dediğinin artık öneminin olmadığı bir zamandayız ve Ülke olarak el ele tutmaz, sırt sırta, omuz omuza vermezsek; partilisi-partisizi, solcusu-sağcısı, yandaşı-yansızı hepimiz yok olup gideceğiz.

Liberal düşüncenin tek bir baronun gereksiz olduğu yönündeki fikirlerinin eseri olan baroların tek olmasının gereksizliği ve yine aynı kaynaktan üflenen Türkiye ve Türk kelimelerinin kaldırılması fikrinin birileri tarafından kulağına üflenmesi ile birlikte, Sayın Cumhurbaşkanına göre aykırı ses söyleyen ve belki de kimi zaman vatan haini olarak ifade edilmesi moda haline gelen Barolar ve Türkiye Barolar Birliği'nin defterin dürülmesi elbet şimdiki sayısal üstünlük ve OHAL yasaları ile pek tabii ki mümkün ve bu zamanda çok kolay olabilir.

Ancak bu duruma gelinmesine yol açan durumu sorgulayanların ve 2003 yılından bu yana iktidar gücü kullanan siyasi iktidarın tasarruflarını eleştirenlerin hain, terörist damgası ile damgalanması kimseye fayda getirmemiştir. Toplumun bölünmesinin ve ikiye ayrılmasının tercihi de ve sebebi de Türkiye Barolar Birliğinin ismindeki TÜRKİYE kelimesi değildir.

Ancak bu durum sadece geçici zaferler sağlar. Kimin kazandığına gelince bunun muhasebesi bugün değil elbet sonra yapılacaktır. Kısa zamanda aldanmışlıklar çıktığında son pişmanlıkların fayda etmediğini kısa zaman öncesinde yakından izledik.

Toplum ne kadar bölünürse, toplum ne kadar ayrıştırılırsa kendini kârlı sananların esasen kar hanesine yazacakları hiçbir şey yoktur. Bugün yaptığımız bir maç değildir ve bizler de rakip oyuncular değiliz.

Şimdi Türk ve Türkiye kelimesini kaldırtanların, Türk kelimesine sahip çıkanların zamanında Türklüğü ve milliyetçiliği ayaklar altına aldıklarını, tabelalardan T.C. harflerini kaldırttıklarını gördük. Burada rant var diye amaç dikkatleri başka bir yere çekmek ise, vatan haini kefesine konan herkes siyasi rakip edasıyla tasfiye edilecekse, zamanında Türklüğü ayaklarının altında ezenlerden, T.C. harflerini tabelalardan kaldırtanlardan başlanması gerekecektir. Bu tamamen bir siyasi tercih sorunudur.

Ama Türkiye Barolar Birliği’nin isminin içinden TÜRKİYE kelimesinin kaldırılması bir siyasi tercih sorunu değildir ve Türkiye Barolar Birliği’ne ismini ve sıfatını veren Adalet ve Kalkınma Partisi olmadığı gibi, Türkiye Barolar Birliği’nden “TÜRKİYE” kelimesini hiç kimse kaldıramayacaktır.

Türkiye Cumhuriyetinin tüm Baroları ve Türkiye Barolar Birliği bugün hiç kimsenin benimsemediği kadar millidir; hiç kimsenin benimsemediği kadar vatan sevgisine sahiptir-vatanına düşkündür; hiç kimsenin benimsemediği kadar hak ve özgürlüklerin savunucusudur. İşte bu yüzdendir ki isminden Türkiye kelimesini çıkartsanız da, Barolar ve Türkiye Barolar Birliğine karşı yurttaşlarımızın yüreğine kazıdığı sevgi durdukça, yurttaşlarımızın içine kazınan bu sevgiyi ve Türkiye olgusunu hiç kimse silemeyecektir.

Saygılarımızla… 07.02.2018

Av. Ekrem DÖNMEZ

HATAY BAROSU BAŞKANI

ETKİNLİK TAKVİMİ

22.11.2024
AV. HATAY TUT
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.