BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 13.12.2011 | Okunma Sayısı: 2788

                                                                                                BASIN AÇIKLAMASI

İzmir'de karakolda elleri kelepçeli bir halde iki polisten dayak yiyen kadının görüntüleri 2011 yılı İnsan hakları Haftasında basına yansımış ve tüm kamuoyunu dehşete düşürmüştür.

Temel ve asli görevi insan haklarını koruma olan kamu görevlilerinin bu davranışını hoş görmek, görmezden gelmek ve seyirci kalmak mümkün değildir. Tüm yetkileri ve kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz. Bu olay son derece   kaygı verici son derece onur kırıcı bir eylemdir.

Temel hak ve özgürlükleri korumakla görevlendirilmiş bu kişilerin Genel olarak İnsana özel olarak da kadına, bakış açısı değişmedikçe, İnsan hakları korunmadıkça temel hak ve özgürlüklerin teminatından söz edilemez. Ülkemizde kadına karşı işlenen suçlara her gün bir yenisi daha eklenmekte ,Kadına yönelik şiddet demokratik ve özgür yaşamı, sosyal yaşamımızı ve toplumsal barışı da olumsuz etkilemektedir.

 

İzmir’de bir eğlence yerinde eşi ve yakınları ile eğlenen bir kadının üzerinde   kimliğinin çıkmaması bahane edilerek, görevi halkın can ve mal güvenliğini korumak olan kolluk kuvvetine mensup sivil memurlar tarafından darp edilmesi yüreğimizi burkmuştur. Şiddete maruz kalan kadın mağdur olmakla kalmamış hakkında ‘’memura aktif mukavemet’’ ve ‘’hakaret’’ suçlaması ile dava açılmıştır.kendisini döven ve hakaret eden kolluk görevlileri içinse ‘’zor kullanma yetkisini aşarak basit yaralama fiili’ olarak nitelendirilmiştir. Olayla ilgili şu tespitleri yapmış bulunmaktayız;

·        Karakolda elleri kolları bağlı bir kadını darp eden iki polis memurunu görevde tutmaya devam eden İzmir İl Emniyet Müdürlüğü ve sorumluları hakkında da ivedilikle gereği yapılmalıdır.

·        Olay gerçekleşirken seyirci kalan diğer polis memurları hakkında da gerekli adli ve idari işlemler derhal yapılmalıdır.

·        Karakolda tutulan rapor ile ilgili olarak kamuoyuna da yansıyan kamera kayıtları esas alındığında delil olma niteliği tartışılmalıdır.

·        İddianamede kamera kayıtlarının delil olarak gösterilmemesi de ayrıca soruşturmayı gerektirir bir durum olduğundan HSYK tarafından ilgililer hakkında görevi ihmal ya da kötüye kullanma nedeniyle soruşturma açılmalıdır. Bu konuda HSYK.’yı göreve davet ediyoruz.

·        Gözaltına alma işlemi öncesi ve sonrasında doktor raporlarında vatandaşımızın şiddete uğradığı tespit edilmiş midir? Şiddet görmezden mi gelinmiştir? Bu konunun da açığa çıkarılmasını ve sorumlular hakkında gereğinin yapılmasını istiyoruz.

Söz konusu olayda kusuru sadece kimliğini ibraz edememek olan kadın için kabahatler kanunu gereğince işlem yapılması gerekirken polis merkezine götürülmüş ve gözaltına alınmıştır. somut olayda Hukuken zor kullanma yetkisi olmamasına rağmen bu davranışın meşru görülmesi hukuken onarılamaz sonuçlar doğuracaktır.

Söz konusu olayda hukuken kusuru sadece kimliğini ibraz edememek olan kadın için kabahatler kanunu gereğince işlem yapılması gerekirken kendisi polis merkezine götürülmüş ve gözaltına alınmıştır. Hukuken somut olayda zor kullanma yetkisi olmamasına rağmen bu davranışın meşru görülmesi hukuken onarılamaz sonuçlar doğuracaktır.

Söz konusu saldırı sadece kadının cinsel kimliğine saldırı değil onun sosyal yaşamına ve özgürlüklerine de bir saldırıdır. Aynı zamanda bu davranış şiddet mağduru kadınların, uğradıkları şiddete karşı bireysel mücadeleye ve toplumsal mücadeleye ket vurmuştur. İzmir Barosu tarafından, (İnsan Hakları Merkezi)hukuki yardım amaçlı iki meslektaşımızın atandığı olayda bizler de Tübakkom olarak “elem verici ve düşündürücü bulduğumuz bu olay nedeni ile kimsenin temel hak ve özgürlüklerinden ödün verilemeyeceğini” mağdur kadının her zaman yanında olacağımızı ve olayın takipçisi olacağımızı saygı ile kamuoyuna duyururuz.

 

Hatay Barosu Kadın Hukuku Komisyonu

ETKİNLİK TAKVİMİ

19.09.2024
AV. ERHAN NİZAMOĞLU
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.