BASIN VE KAMUOYUNA
Ülke kamuoyu bir süredir; salgın koşulları, ekonomik zorluklar, işsizlik, pahalılık, ölümler yok sayılarak Avukatlık Kanunu değişikliği ve özellikle de seçim sistemlerine yapılacak müdahale ile meşgul edilmektedir.
Bildiğiniz üzere ve bir süredir kamuoyunu meşgul eden Baroların yapısını ve seçim sistemlerini değiştirmeye yönelik Yasa değişikliğine ilişkin tartışmalarını endişe ve hayretle izlemekteyiz. Dünya’da ve ülkemizde yaşanmakta olduğu Pandemi süreci nedeniyle gerek toplumsal gerekse mesleki sorunların zirve yaptığı bir dönemde böylesi bir konunun tartışma yapılarak Avukatlara ve Barolara sorulmadan bir düzenleme iradesi gösterilmiş olması karşısında, Baroların temsilcileri olarak 80 Baro Başkanı ve Türkiye Barolar Birliğinin ortaklaşa yapmış oldukları 19 Mayıs 2020 ve 1 Haziran 2020 açıklamaları ile siyasal muhataplarımıza bu teklifin geri çekilmesi, sonrasında mesleğin birikmiş sorunları da dahil olmak üzere tüm sorunların çözümü için müzakereye ve konuşmaya hazır olduğumuzu ifade etmiştik. Ancak geçen zaman içerisinde Yasa değişikliği irade ve düşüncesinde bir gerileme olmadığını, görsel ve yazılı basına yansıyan haber ve bilgilerden anlamaktayız.
Her akşam televizyon kanallarında, her gün gazete köşelerinde Baroları siyaset malzemesi yapmaya çalışan konuşmacılar, baroların seçim sistemi üzerine ahkâm keserek, baroların siyaset yaptıklarından ve artık çok olduklarından söz ediyorlar.
BAROLARA VE BARO BAŞKANLARINA KAPALI medya ekranları her türden çarpıtmaya açık. Pervasızca gerçek dışı beyanlarda bulunuyor, çarpıtıyor ve saldırıyorlar.
Barolar olarak, sürecin başlangıcından bu yana ortak bir tavrı sürdürme kararlılığı ile hareket ederek görüşmeler dahil tüm süreçleri titizlikle uygulayarak, parçalamayı, yok etmeyi, susturmayı ve ele geçirmeyi hedefleyen bu kadim projeden vazgeçilmesi talebimizi tüm muhataplar nezdinde ısrarla yineledik.
Geldiğimiz nokta itibariyle; tüm görüşmelerin sonuçsuz kaldığını ve suskunluğumuzun sözümüz olmadığı şeklinde algılandığının farkındayız. Gerçek niyetin, demokrasinin ve hak arama özgürlüğünün güvencesi, her kesimin hak savunucusu, doğanın ve hayvanların sesi, yargının tek sivil ve ele geçirilememiş parçası olan Baroları susturmak olduğunu biliyoruz.
Kamuoyu ile paylaştığımız 19 Mayıs 2020 ve 1 Haziran 2020 bildirilerimizde ortaya koyduğumuz demokratik haklarımızı kullanma kararlılığı içerisinde meslektaşlarımıza ve halkımıza verdiğimiz sözün arkasında durarak eylemlilik sürecinin başladığını ilan ediyoruz.
Hakikat için tüm halkımıza sesleniyoruz: Duydunuz ve artık biliyorsunuz; Baroların seçim sistemini değiştirmek ve baroları bölüp parçalamak istiyorlar.
Süslü gerekçeler arkasına saklanarak gerçekleri çarpıtıyorlar!
Barolar meslek sorunlarıyla değil siyasetle uğraşıyor diyorlar. Onlara verilecek cevabımız elbette ki var;
Adil yargılama talebimize,
Bağımsız ve tarafsız yargı isteğimize,
Hak arama hürriyetinin sahip çıkmamıza,
İşkence ve kötü muameleye karşı çıkışımıza,
Seçme ve seçilme hakkına sahip çıkmamıza,
Laikliği savunmamıza,
Hayvan hakları mücadelemize,
Toplumcu ve demokratik bakış açımıza,
Avukatlar için gerçek ve kalıcı çözümler istememize,
Her insan ayrımsız haklara sahiptir dememize,
Kimseyi avukatsız bırakmamamıza ve savunma hakkına sahip çıkmamıza,
Cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığını lanetlememize,
Kadına yönelik şiddetle mücadele etmemize, katledilen kadınlar için duruşma salonlarında adalet aramamıza,
Yurtlarda ya da kurslarda istismara uğrayan, iltica teknelerinde hayatını kaybeden çocukların sesi olmamıza,
Kazdağları’nı, Salda’yı, Cerattepe’yi, Hasankeyf’i ve yok edilmeye çalışılan her karış yurt toprağını savunmamıza, “doğa ranta kurban edilemez” dememize,
Bütün bunların hepsi siyaset diyorsanız o zaman bilin, barolar bin parçaya bölseniz de “siyaset” yapmaya devam edecekler.
Çünkü HAK TEMELLİ bu siyaset; ettiğimiz yeminin, anayasa ve yasalardan kaynaklanan görevin, teslim olmayan savunma tarihinin ve avukatlığa duyduğumuz saygının gereğidir.
SUSALIM, TEPKİ GÖSTERMEYELİM, TESLİM OLALIM İSTEYENLER;
Yalnızca baroları değil, çocukları, kadınları, ağaçları, parkları, kentleri, adalete erişimde dezavantajlı tüm grupları, yani bütün ülkeyi susturmak, Hukuk devletinin son kırıntılarını yok etmek ve ülkemizde insan onurunun güvencesi olan tüm kaleleri yıkmak istiyorsunuz.
YURTTAŞIN VİCDANI OLAN BAROLARI SUSTURMAK İSTİYORSUNUZ.
Cumhuriyetin, demokrasinin, hukuk devletinin, laikliğin ve hak arama özgürlüğünün savunucuları; hiçbir ayrım gözetmeksizin haksızlığın karşısında yer alan ve evrensel hukuk ilkelerini kendine varlık sebebi yapan baroların teslim olmasını asla beklemeyin.
Avukatlık mesleğinin yıllara matuf biriken sorunları ile pandemi sürecinde ilave daha da artan sorunların çözümsüzlüğü, yargılama da savunmanın giderek zayıflaması ve bu gerçekliğin Adalete erişim ve adalete olan güveni daha da aşağı çektiği bunun ise ülkenin BEKAASINI direkt olarak etkilediği düşünüldüğünde, bu konuların çözümü yerine Baroların yapısının ve seçim sistemlerinin konuşulması sorunları artırdığı gibi, böylesi bir düzenlemenin yasalaşması, BAROLARIN SİYASİ GRUPLARIN ETKİSİ ALTINA GİRMESİNE VE BAROLAR ELİYLE YARGININ SİYASALLAŞMASINA NEDEN OLACAĞI GİBİ KİMSENİN İSTEMEDİĞİ VE ÖNGÖREMEDİĞİ SONUÇLARIN DOĞMASINI DA KAÇINILMAZ HALE GETİRECEKTİR.
Bizler, en zorlu koşullarda HALKIMIZA SES OLMAK İÇİN MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEK, Hukuktan başka kimsesi olmayan herkes adına hiç yılmadan HUKUKU VE UMUDU SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ.
“AVUKATLARIN GELECEĞİNİ, YİNE AVUKATLARIN AZİM VE KARARLILIĞI KURTARACAKTIR”
Bu cümleden olmak üzere; barolarımızla yapılan istişare ve 17.06.2020 tarihli Yönetim Kurulumuz kararı gereğince; EYLEMLİLİK SÜRECİNE GEÇİLMESİNE,
1-Eylemlik sürecinin başlaması yönündeki iradenin, 17 Haziran 2020 günü eş zamanlı olarak yapılacak basın açıklaması ile somutlaştırılmasına,
2-Bu süreçte tarihi sorumluluğunu yerine getirmek amacıyla Türkiye Barolar Birliği’ni olağanüstü toplantıya davet etmek üzere TBB Yönetim kuruluna başvuruda bulunulmasına,
3-19 Haziran 2020 tarihinde eş zamanlı olarak Baro Başkanlarınca kendi illerinden Ankara istikametine doğru ‘SAVUNMA ‘ yürüyüşü başlatılmasına, Hatay Barosu Başkanının ilimizden yürüyüş başlatmasına,
4-Olağanüstü toplantı talep sahibi Baro Başkanlarının bu taleplerini Türkiye Barolar Birliğine fiziki olarak elden teslim etmesine,
5-Diğer barolarla uzlaşılacak metin ile 21 Haziran Pazar günü Ulusal Gazetelerde İlan verilmek suretiyle teklifin yasalaşması halinde vatandaşın uğrayacağı hak kayıplarının anlatılmasına,
6-Bu süreçte sosyal medyanın etkileşim gücü değerlendirilerek kamuoyunu aydınlatmaya yönelik çalışmalar yapılmasına,
7-Teklifin komisyona geldiği gün Baro Başkanlarınca TBMM yolunda ‘DURAN BAŞKAN eylemi yapılmasına,
8- Hak arama özgürlüğü ve savunma hakkına halel gelmemek üzere CMK ve Adli Yardım görevlendirmelerinin durdurulmasının değerlendirilmesine,
8-Teklifin yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi’nde İptal davası açılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çalışma yapılmasına,
9-Açılan davanın Anayasa Mahkemesi’nde görüşülmesi sırasında, Baro başkanları, Delegasyon ve meslektaşlarımızın katılımı ile “SON NÖBET” Adı altında nöbet tutulmasına,
Yaşanacak süreç ve oluşacak durum çerçevesinde tekrar değerlendirme yapılmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir."
Bilgi ve takdirlerinize sunarız.
Saygılarımızla…
Av. Ekrem DÖNMEZ
HATAY BAROSU BAŞKANI