10 ARALIK İNSAN HAKLARI HAFTASI
Tarih: 10.12.2011 | Okunma Sayısı: 2601

 

" 10 Aralık 2011 İnsan Hakları Günü Sebebiyle

Hatay Barosunun Yayınladığı Basın Mesajı "

 

İnsanlık Ailesi, İkinci Dünya savaşından alınan derslerle, dünya yok olmasın, insanlar öldürülmesin diye 10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine imza attı.

Bildirgenin kabulünden bu yana 63 yıl geçti. Ne yazık ki Bildirgenin amaçladığı ilkelerin tamamı tehdit altında, Ülkemiz ve Dünyamız bugün hiç olmadığı kadar savaş ve krizlerin eşiğinde. Üçüncü dünya savaşı yaşanmasa da İkinci Dünya Savaşı’nda ölen insan sayısından daha fazla insan, savaş ve çatışmalarda yaşamını yitirdi. İnsan hakları ve demokrasi vaadiyle ülkeler işgal ediliyor ve ülkelerin kaynakları talan ediliyor. İnsanlık ailesi işgal edilen devletlere barış ve demokrasinin geldiğini daha göremedi. Bütün olumsuz örnekler işgal hırsını frenleyemiyor; krizler insanların kan ve gözyaşına ihtiyaç duyuyor.

Ülkemiz geçmişin getirdiği bu örnekleri duyumsamalı ve savaşın kan, acı ve yoksulluktan başka bir şey getirmediği gerçeğini unutmadan siyasetini ona göre belirmelidir. Yurtta Sulh Dünyada Sulh şiarını terk eden bir ülke olmamalıyız.

Dünyamız hak ve özgürlüklere göre şekillenmiyor. Sermayenin gücüne göre şekillenen anlayışlar; hak ve özgürlükleri yalnızca ticaret özgürlüğü olarak algılıyor. Devlet sınırları insan hak ve özgürlüğü için değil, sermayenin özgürlüğü için kaldırılmak isteniyor. Tüm dünyada ve her bir ülkede, eşitlik, sosyal adalet ilkesi çiğneniyor. Bu da ülke içi ve ülkelerarası barışı tehdit ediyor. Barış daha çok silahların sağladığı bir denge ya da güçlünün güçsüzleri susturması olarak algılatılıyor.

Toplumun her bireyinin kendini görebileceği ve ifade edebileceği bir Anayasa toplumumuz için bir lüks değildir.

Türkiye, hukukun üstünlüğü ilkesine uygun olarak, adil yargılanma hakkının gereklerini yerine getirmelidir. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesinde, yargı gücü ve yargısal korunma temeldir. Yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı yerde, insan haklarının korunmasından ve geliştirilmesinden söz edilemez. Türkiye yargısı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına paralel bir zihni ve pratik çaba içersinde olmalıdır. İşkencenin artık konuşulmadığı, kişi güvenliğinin göreceli olarak artmasıyla övündüğümüz Türkiye, bunları terk ederek yeniden işkence vakalarının konuşulduğu, düşünce açıklamalarının hala suç sayıldığı ve baskı ile karşılandığı bir ülke halini alıyor. Toplumsal barış ve gelişmenin önünü tıkayan bu olumsuz gelişmelerin önü alınmalıdır.

Türkiye, ekonomik ve sosyal haklar açısından, sosyal adalet ilkesinin, kamu yararı, kamu hizmeti kavramlarının unutturulmak istendiği; devletin sosyal olma özelliğinin yok edildiği bir sürece sürükleniyor. Derinleşen dünya ekonomisindeki krizlerden çıkış yolu savaş değildir. İnsan hak ve özgürlükleri, devletin dış politikasında kurduğu ilişkilere göre şekillenemez, dış politikanın bir unsuru olarak ele alınamaz ve pazarlık konusu yapılamaz.

Aralık ayında yasalaşacak olan 2012 yılı bütçesinde, adalet, sağlık ve eğitim hizmetleri için ayrılan pay ile, silahlanma için ayrılan pay, Türkiye’nin temel tercihler bakımından nasıl bir sisteme sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’de sorun, pastanın küçüklüğünden değil, pastadan dağıtılacak payın yurttaşlar arasında adil dağıtılmamasından kaynaklanmaktadır.

Tüm dünyada barışın temelini, özgürlük, eşitlik, adalet, kardeşlik değerlerinin oluşturduğu; ekonomik, sosyal ve kültürel hakların vazgeçilmez olduğu ve insan haklarının özümsendiği bir Türkiye’de yaşamak dileği ile… 10.12.2011

 

Av. A.SİNAN AKGÖL

HATAY BAROSU BAŞKANI

ETKİNLİK TAKVİMİ

19.09.2024
AV. ERHAN NİZAMOĞLU
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.